Akseki Escort Selma ile Sikişin Toros Fırtınası

Akseki, Antalya’nın Toros Dağları’nın kucağında gizlenmiş, vahşi ve gizemli bir kasaba. Gündüzleri sedir ormanlarının gölgeleri, Manavgat Irmağı’nın serin suları, yaylalarda otlayan keçiler. Sokaklarda çam kokusu, taze kekik esintisi, rüzgarın dağlardan inen uğultusu havayı doldurur. Hava sıcaksa güneş teni yakar, serinse Toros meltemi ferahlık sunar. Ama güneş battığında, Akseki’nin sakin yüzü kaybolur. Ormanlar sessizleşir, sokak lambaları loş bir ışık saçar, vadiler gizemle dolar ve bu dağ kasabası, yazın seks ve arzunun fırtınalı bir sahnesine dönüşür. İşte bu Toros gecesinde, escort Selma ile tanıştım. Selma, yirmilerinin sonunda, uzun sarı saçları omuzlarına dökülen, bronz tenli, yeşil gözleri tutkuyla parlayan, dolgun dudaklı ve kalçalarıyla sikini çıldırtan bir kadın. Bakışlarıyla seni avlar, bedeniyle ele geçirir, Toros fırtınasıyla kavurur; Akseki’nin sikiş sahnesinde bir dağ tanrıçası.

Her şey Akseki’nin merkezinde, bir yayla kahvesinin köşesinde başladı. Selma’yı gördüm, üzerinde ince bir turuncu elbise, göğüsleri bronz teniyle parlıyor, dudaklarında parlak bir gloss. “Akseki benim sikiş fırtınam,” dedi, sesi rüzgarı bastırarak, “ve ben sikini Toros ateşiyle yakarım.” Gözleri kahvenin loş ışığını yansıtıyordu, yüzünde azgın bir gülümseme. Kalabalık arasında bana yaklaştı, elini belime doladı, “Burayı huzur sananlar yanılır, ben geceni sikiş şölenine çeviririm,” diye fısıldadı. Elbiseyi sıyırıp tahta sandalyeye yayıldı, bacaklarını araladı; hava odun, çay ve am kokusuyla doldu. Sikim ona doğru çekildi, eliyle beni yakaladı, “Hadi gel,” dedi, ve amı sikime sürtündü. O an Akseki’nin serin gecesi tutkuyla alev aldı; sandalye titredi, rüzgar inlemelerine karıştı. Selma’nın Toros ateşi patladı, sikimi sıktı, emdi, yaladı. “Bu sadece başlangıç,” dedi, dudakları sikimin ucunda kayarken, “sikiş benim fırtınamda coşar.”

Akseki’nin taş sokaklarına geçtiğimizde, kasabanın ritmi hızlandı. Sedir ağaçlarının gölgeleri, sokak lambalarının loş ışığı, uzaklardan gelen kuş sesleri havayı dolduruyordu. Selma kalabalığın arasında kalçalarını salladı, “Akseki Escort burada parlar,” dedi ve elbiseyi bir köşede attı. Bronz götü ışıkta parlıyordu, sikimi çağırıyordu. “Bu sokaklarda sikini benden gizleyemezsin,” diye güldü, bir taş duvara yaslandı, götünü havaya kaldırdı. Kalabalık kendi sessizliğindeyken, o sikimi eline aldı, “Çılgın bedenim senin,” dedi, gözleri şehvetle parlayarak. Sokak sesleri inlemeleriyle karıştı; sikimi amına sürdü, götüne dayadı, Toros enerjisi her hareketinde hissediliyordu. Meltem yükseldi, Selma’nın götü sikimi bir sikiş dansına çağırdı; bu bir gece değil, tam bir dağ seks şovuydu. Rüzgar sarı saçlarını savururken, teninden yükselen sıcaklık taşları ısıttı; her adımda Akseki onun fırtınasıyla doldu.

Gece ilerledikçe Selma beni Akseki vadisine, bir ahşap kulübeye çekti. Ay ışığı ormanları gümüşe boyarken, rüzgar dalları sallıyordu. “Dağlar benim sikiş mabedim,” dedi, elbiseyi yere attı, çıplak bedeni ay ışığında parladı. Rüzgar kulübeyi titreştirirken, Selma sikimi avladı, vahşi bir açlıkla ağzına aldı, emdi, yaladı. “Beni sakin sanma,” diye kahkaha attı, sesi rüzgarı bastırdı. Götünü bana çevirdi, “Sikini asla bırakmam,” dedi, ve amı sikimi yuttu. Selma’nın ateşi Akseki’nin gecesini tutuşturdu; kulübe sallandı, rüzgar çığlıklarına tempo tuttu, bu bir sikiş değil, bir Toros zevk fırtınasıydı. Çam kokusu tenine karıştığında, sıcaklığı havayı doldurdu; her hareketi bir dağ ritmi, her inlemesi bir tutku patlamasıydı.

Sabaha doğru Akseki’nin yaylalarına, bir sedir ağacının gölgesine çıktık. Selma çimlere yayıldı, “Akseki Escort burada taht kurar,” dedi, bacaklarını açtı, “sikini bana teslim et.” Hava serinlemeye başlamıştı ama teni alev alevdi; sikimi eline aldı, amına sürdü, “Huzur sananlar yanılır, ben Toros’un çılgın kraliçesiyim,” diye güldü, sesi yaylada yankılandı. Götü sikimi çağırdı, her hareketi vahşi ve sıcaktı; meltem onun inlemeleriyle doldu. “Beni söndüremezsin,” dedi, sikimi sıkarken, ve Akseki’nin manzarası onun sikişiyle tamamlandı. Sedir iğneleri tenine değdiğinde, sıcaklığı rüzgarı ısıttı; her nefesi bir fırtına, her dokunuşu bir dağ patlamasıydı.

Gün doğarken Akseki ırmağının kıyısında, vadinin serin bir köşesinde bulduk kendimizi. Selma ıslak çimlere yaslandı, “Burada sikini fethederim,” dedi, ve amını açtı. Meltem sarı saçlarını savururken, sikimi ağzına aldı, yaladı, emdi; Toros enerjisi ırmağı titretti. “Yavaşlık mı istiyorsun?” diye alay etti, “Onu dağlara attım.” Her sikiş bir zaferdi, ırmaktan gelen su sesleri çığlıklarına karıştı; Akseki, Selma’nın seks fırtınasıyla yeniden şekillendi. Irmağın soğuk suyu tenine sıçrarken, güneş ilk ışıklarıyla bronz tenini parlatıyordu; her inlemesi bir Toros şarkısı, her hareketi bir zevk dalgasıydı.

Selma ile Akseki’de geçen gece, vadiden yaylalara bir sikiş maratonuydu. Sikimi avladı, amıyla coşturdu, götüyle çıldırttı. “Toros fırtınası benim tacım,” dedi son olarak, dudakları ıslakken, güneş tenini ısıtırken. Sikinde cesaret varsa, Selma seni bekliyor. Ama dikkat: Bu Akseki Escort, sikleri dağ ateşiyle esir alır.